Seyahat etmenin son zamanlarda epey popüler olmasıyla birlikte özellikle sosyal medyada seyahat eden dostlarımızı görmeye alıştık. Ancak hala bisikletle seyahat etmek ülkemizde çok fazla ön plana çıkan bir seyahat şekli değil. Buna rağmen bisikletle seyahat eden insanların sayısı da gün geçtikçe artıyor. Kadir Pirasoğlu, nam-ı diğer Gezgin Ruhi de bisikletle seyahat eden arkadaşlarımızdan biri. Şu sıralar Avrupa’da bir bisiklet turu yapma hazırlıkları içinde olan Kadir’e hem seyahat etmekteki motivasyonuyla ilgili hem de bisikletle seyahat hakkında bazı sorular sordum. Kadir Pirasoğlu kimdir , neden bisikletle seyahat ediyor hepsini aşağıda anlatıyor.

Kadir Pirasoğlu Kimdir?

Bize biraz kısaca kendinden bahseder misin?

İki çocuklu bir ailenin kendine buyruğu, çok gezeniyim. Koşu, bisiklet, yelken ve dağcılık gibi birçok sporu aktif olarak yapıyorum. Doğada olmayı, kamp atmayı çok seviyorum.

Şu anda çalışıyor musun? Eğer çalışıyorsan yaptığın iş eğitimini aldığın işle aynı mı?

Evet, ama bu kısım biraz karışık. Deniz kültürü ve tekneleri konu alan Motor Boat & Yachting dergisine sahip bir ajansta Editör/Muhabir ve video içerik üzerine çalışıyorum. Eğitimim bu yönde değildi. Zaten sanırım 15 yılı aşan çalışma yaşamımda eğitimimle ilgili çok az işte yer aldım. Önemli olanın sevdiğin ve zevk aldığın işte çalışmak olduğuna inanıyorum. Herkes bu konuda ne yazık ki şanslı değil ama ben son beş yıldır bu şansı yaşıyorum ve mutluyum.

Ne zamandan beri seyahat ediyorsun?

Aslına bakarsan çocukluğumdan beri. Ama asıl üniversiteyle başlayan bir gezme sürecim var. 2000 yılında üniversitede herkes harıl harıl finallere çalışırken cebimde 20 TL, 5-6 tane araç değiştirerek, ne kadar sürede ulaştığımızı hatırlamadığım, otostopla gerçekleştirdiğimiz Antalya seyahatini hiç unutmayacağım. Sonrasında yurt içinde çok gezdim ama yurt dışına dört kız arkadaşımla birlikte çıktığımız 9 günlük Balkanlar turu benim için farklı bir deneyimin ve değişimin başlangıcıydı. Şimdiye kadar uzak kıtalara gitme şansım olmadı ama Halep’i, Şam’ı, Suriye Suriye’yken gördüm. Orada yaşadığım anılar benim için çok değerli. Mesela Şam’da gezerken sokak arasında hiç tanımadığımız, beden diliyle iletişim kurduğumuz Şamlı çocuklarla yaptığımız langırt maçını hiç unutmayacağım. Gezilerimde insanları, yaşayış şekilleri, davranışları, kültürleri benim için önemli. Onları izlemeyi, içlerinde olmayı seviyorum. Yoksa kiminde az, kiminde fazla tüm ülkelerin bir tarihi ve tarihi mirasları var.  

Suriye gezisinden çocuklarla langırt oynarken

Gideceğin yerleri neye göre seçiyorsun?

İlk zamanlar vizesiz ülkeler üzerinden seçiyordum ama şimdi bu tercih ucuz bilete döndü. Vize almak kolay ama masraflı bir şey. Zaten bu güne kadar 6 aydan uzun alamadım ne yazık ki. Çok uzun tatiller yaptığımı söyleyemem ama önüme fırsatlar çıktıkça değerlendiriyorum. Eğer bir kampanya varsa hemen uygun tarihleri kontrol ediyorum. Yoğun ve tarihli bir işim olduğu için dergi bitimine denk gelen bir kampanyada hafta sonuna ek birkaç gün izin alıp kaçmaya çalışıyorum.

Gürcistan Kazbegi Tirinity Kilisesi

Bisikletle seyahat ediyorsun ve ilerleyen zamanlarda gerçekleştireceğin bir tur planın var. Neden bisiklet?

İleriki zamanlarda gerçekleştirmeyi planladığım benim için büyük iki tur planım var aslında. Birincisi 2019 yılında çıkmayı planladığım, Güney Amerika’dan başlayacak ve nereye kadar uzanacağını bilmediğim, zaman ve süre belirlemediğim bir bisiklet turu.

İkincisi 2018 Haziran ayının ilk günlerinde başlayacağım Türkiye-Fransa arası bir bisiklet turu. Aslında bu tur önümüzdeki sene yapacağım Güney Amerika turunun başlangıcını oluşturuyordu fakat elde olmayan sebeplerden ve ofisten sunulan fırsat sonrasında farklı bir gezi planı olarak değişti. Yaptığım plana göre Türkiye-Yunanistan üzerinden deniz yoluyla İtalya’nın Bari şehrine ulaşıp Fransa’nın Chamonix kasabasına Mont Blanc Dağ Maratonu’nda koşmaya gideceğim.

Neden bisiklet? Bir kere bisiklet üzerinde olmayı seviyorum. Yolu, etrafı hissederek ilerliyorum. Çevreyle daha çok iletişim kuruyorum çünkü dikkat çekiyorum. Çevreye doğaya saygılı bir ulaşım aracı ve beni bütçesel olarak üzmüyor.

Bisikletle seyahat etmenin avantajlarını ve dezavantajlarını sorsam, ilk 3’te neler olur?

Avantajları

• Farkındalık
• Yolu hissetmek
• Çevreyle iletişim

Dezavantajları

• Trafikte sayılmama geliyor sadece aklıma.

Biliyorsun, herkes seyahat ediyor. Peki, sence şu an neden onlarla değil de seninle konuşuyoruz? Senin yaptığın şeyin normal bir seyahatten farkı nedir?

Bilmem , sanırım sana farklı geldiğimdendir. Aslında sakin biriyim ama kendime sevdiğim şeyler konusunda hedefler koyup peşinde koşmayı seviyorum. Tabii ki Norveç’e giden, orada bisiklet turu yapan vardır ama tırmanmak istediği Trolltunga, Pulpit Rock gibi yerlere koşarak çıkmaya çalışan bir ben varımdır. Ya da Fransa’da koşacağı yarış öncesi yaşadığı yerden bisikletle yola çıkıp bu yolu pedal çevirerek alan kaç kişi olabilir ki?

Trolltunga

Böyle uzun bir tur yapmaya nasıl karar verdin? Seni kısa süreli tatillerden ziyade böyle uzun bir gezi yapmaya iten faktör neydi?

‘Tebdil-i mekanda ferahlık vardır’ sözünü pek severim. İnsan zaman zaman mutlu olsa bile tekdüze yaşamından bir süre de olsa ayrılmalı, uzaklaşmalı ki o hayatının kıymetini bilsin. Çalıştığım işimi, imkânlarımı, çalışma arkadaşlarımı seviyorum ama 5 senedir bu işteyim. Ve dünya hızla dönüyor. Artık kısa tatiller yetmiyor. Hâl böyle olunca gitme zamanımın geldiği düşüncesiyle böyle bir karar aldım. Sanırım bu kararda en büyük pay da 2016 yılında yetiştirmek için günde 100 km üzerinden pedal bastığım Norveç bisiklet turum oldu. Artık bir yere yetişmekten çok gittiğim yeri hissetmek istiyorum. Bu da ne yazık ki kısa seyahatlerde olmuyor.

Şimdi en sevdiğim soruya geldik. Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Yani şu anda çalıştığını biliyorum ama yola çıkmak için işinden ayrılacaksın. Uzun süreli bir yolculuğu nasıl finanse etmeyi düşünüyorsun?

Eğer gezmek istiyorsan iki alternatifin var. Birincisi birçoğumuzun yaptığı gibi senelerce çalışıp, çalıştığın süre zarfında kazandığın izin haklarıyla (eğer şanslıysan ve kullanabiliyorsan bu yılda bir haftayı geçecek sürelerde) gezeceksin. Ya da artık yeter dediğin süre içerisinde biriktirdiğin parayla yola çıkacaksın. Artık hiçbir şey 10-20 sene öncesi gibi değil. Gezme imkânları ve kullandığın kaynaklar daha farklı. İstersen düşük bütçelerle istersen yüksek bütçelerle gezebilirsin. Bu tamamen ekonomik gücüne bağlı. Senin de yazılarında bahsettiğin gibi Couchsurfing, Warmshowers, Workaway gibi bütçeni ayarlayabileceğin birçok yöntem var ve dünya bu şekilde geziyor. Ben seneye Güney Amerika’dan başlayacak turuma belli bir bütçeyle başlayacağım. Bu 5 bin Doları geçmeyecek. Yollarda genelde çadırda ve hostelde konaklama yapacağım. Arada becerebilirsem Workaway tarzı işlerde çalışıp bütçemi dengeleyeceğim. Bisikletin üzerinde olacağım için çok fazla ulaşım maliyetim de olmayacak, yemeklerimi ise kendim yapacağım. Ayrıca turumdan bahsettiğim birçok arkadaşım da bir hesap aç da destek olalım diyorlar. Yani yola çıkınca yolda kalmak zor gibi. Sağ olsunlar, bu tür destek taleplerini duymak bile çok güzel.

Ayrıca elimden içerik üretimi, web tasarım, wordpress optimizasyonu, video çekimi ve kurgu gibi şeyler geliyor. Bunları değerlendirebileceğim işlerin de karşıma çıkacağını düşünüyorum.

Hayatında bu yolculukla birlikte değişeceğine inandığın bir şey var mı?

Her yurt dışı seyahatinin insana çok şey kattığına inananlardanım. Keşke 26-27 yaşında değil de daha erken yaşlarda yurt dışına çıksaydım. Kesinlikle bugün farklı bir noktadan hayata bakıyor olurdum. Bu yolculuklar için bir öngörüm yok ama Avrupa’dan çok farklı bir kültüre gideceğimi biliyorum. Neler yaşayacağımı bilmesem de bana çok şey katacağından eminim.

Kendini bundan 3 sene sonra nerede görüyorsun?

Hayatın ne göstereceğini henüz bilemesem de yolda olmaya devam etmeyi istiyorum. Çünkü gitmek istediğim yol uzun ve o yolu çoğunlukla bisikletle alacağım. Ama yurt dışı uzun yol deneyimim yok denecek kadar az. Bana neler getirip, benden neler götüreceğini henüz bilmiyorum. Her şey yolda şekillenecek. Her ne kadar İstanbul’dan nefret seviyesine gelsem de ülkemi seviyorum ama bu karşılaşacağım şeylerden etkilenip uzak diyarlarda kalmayacağım anlamına gelmiyor. Yaşayıp görmek lazım.

Seni takip etmek istersek nerelere bakmalıyız?

Öncelikle blog yazılarım için gezginruhi.com, anlık paylaşımlarım için instagram, facebook ve youtube üzerinden takip edebilirsiniz.

Kadir Pirasoğlu’nun Sosyal Medya Hesapları

Blog: https://www.gezginruhi.com

Instagram: https://www.instagram.com/gezginruhi/

Facebook: https://www.facebook.com/GezginRuhi/

Youtube: https://www.youtube.com/gezginruhi

Güncel paylaşımlardan, seyahatlerden ve etkinliklerden anında haberdar olmak için beni Instagramdan takip etmeyi unutmayın! https://instagram.com/melkeontheroad