Fotoğraflarına bakınca bile insanı kendine hayran bırakan, her bir sokağında ayrı bir hikayenin saklı olduğu, birbirinden güzel köyleri ve yaşanmışlıklarıyla Gökçeada’ya gideceğiz bu yazıda. Size hem kendi gezimi anlatacağım, hem de Gökçeada gezilecek yerler hakkında bilgi vereceğim.

Gökçeada’ya giderken Türkiye’nin en büyük adası olduğu gerçeğini unutarak, buranın Bozcaada gibi bir yer olacağını düşünmüştüm. Ama feribottan çıkıp ilerlemeye başladığımızda yanıldığımı fark ettim. Gökçeada’nın merkezi bir adanın samimi havasından oldukça uzak; küçük bir şehiri andırıyor. Şehir merkezi adaya ilk girişte insanı ufak bir hayal kırıklığına uğratsa da, adanın içinde ilerleyen yollar bambaşka dünyalara açıldığına emin olabilirsiniz. Gelin Gökçeada’da nerelere gidilir ve Gökçeada’da neler yapılır hemen anlatayım.

Gökçeada Videosu

Normalde blogda içerik paylaşırken yazı okumaktan keyif almayanlar için bir de video paylaşıyorum ama bu defa hem videoyu izlemenizi hem de yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

Gökçeada’ya Nasıl Gidilir?

Gökçeada’ya sadece Çanakkale Kabatepe’den kalkan feribotlarla ulaşılabiliyor. Gökçeada gezi planınızı yapmadan önce feribot saatlerini mutlaka kontrol etmelisiniz çünkü her saat başı sefer bulunmuyor. Yaz döneminde günde yaklaşık 6 sefer yapılıyor. (Bu seferlere yoğunluğa göre eklemeler yapılabiir.) Bu nedenle planınızı feribot saatlerine uydurmanız son derece önemli. Gökçeada feribot saatlerini kontrol etmek için buraya tıklayın.

Eğer Gestaş’tan online bilet alırsanız sıra beklemeden feribota binebiliyorsunuz ve yoğunluk olan dönemlerde büyük kolaylık oluyor. Ama sezon henüz başlamadan online bilet alımını açmıyorlar. Sezon açıldığında online bilet alarak zamandan tasarruf edebilirsiniz. Online bilet alacaksanız bilet fiyatların dinamik olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Yani feribot saati yaklaştıkça ve yoğunluk arttıkça bilet fiyatları artıyor. Duruma göre online bilet fiyatları gişede ödeyeceğiniz bilet fiyatının iki katına kadar çıkabiliyor. Gökçeada’ya online bilet almak için buraya tıklayın.

Gökçeada’da Gezilecek Yerler | Gökçeada’da Nereye Gidilir?

Gökçeada gezilecek yerler listesini yapmaya nereden başlasam bilemiyorum. Adada gerçekten görecek çok fazla yer var. Benim tavsiyem gezmeye köylerden başlamanız yönünde olur. Özellikle Rum köyleri hem mimarileri hem de sevecen insanlarıyla oldukça ön plana çıkan yerler.

Ben adadaki 10 köyden Dereköy, Tepeköy, Kaleköy, Zeytinliköy ve Eski Bademli’yi gezdim. Her biri oldukça güzeldi. (Gezdiğim yerlerin sokaklarının nasıl göründüğünü videodan izleyebilirsiniz.) Özellikle Kaleköy ve Zeytinliköy’ün diğer köylere nazaran daha dinamik ve turistik olduğunu söyleyebilirim. Beni en çok etkileyen iki köyü; Tepeköy ve Dereköy’ü size biraz daha detaylı anlatmak istiyorum.

Tepeköy

Gökçeada’nın merkezinden 9 km uzaklıkta bulunan ve eski bir Rum köyü olan Tepeköy’de açıkçası ben kalbimi bıraktım. Hem taş evleri, hem doğasının güzelliği hem de tüm yaşananlara rağmen insanlarının tükenmeyen samimiyeti beni en çok etkileyen şeylerdi. Bence Tepeköy, Gökçeada gezilecek yerler listenizde mutlaka olmalı.

Eskiden Rumların yaşadığı ve hem imalatın hem de tarımın yoğun bir şekilde sürdürüldüğü Tepeköy, ne yazık ki bugün eskisinden çok daha hareketsiz. 1960’larda adanın 1200 kişiye yakın nüfusu varken yaşanan politik olaylar yüzünden insanların büyük bir kısmı evlerini terk etmeye zorlanmış ve köy, uzun yıllar boyunca hayalet bir köy olarak kalmış. 96 yılında Barba Yorgo’nun köyüne dönmesiyle birlikte evini terk etmek zorunda bırakılan insanların bir kısmı da yavaş yavaş dönmeye başlamış.

Bugün Tepeköy’e gittiğinizide sizi köy girişinde Barba Yorgo’nun tavernası karşılayacak. Biz pandemi nedeniyle görememiş olsay da geceleri köy meydanına atılan sandalye ve masalarda sıcacık bir ortamda keyifli vakit geçirebilirsiniz. Öte yandan köy meydanındaki kahvehane, Meryem Ana’ya atfedilen kilise ve Ağridya Kafe de görmenizi tavsiye ettiğim yerlerden. Tepeköy’de her sene 14-16 Ağustos’ta Meryem Ana bayramı kutlanıyormuş. Bu bayramla ilgili ayrıntılı bilgi almak isterseniz sizi Barba Yorgo’nun sitesini ziyaret etmeye davet ediyorum. Alıntılamaktansa doğrudan onun kaleminden okumanızı isterim. Buradan okuyabilirsiniz.

Dereköy

Gökçeada gezilecek yerler listenize mutlaka eklemenizi tavsiye ettiğim yerlerden bir diğeri de Dereköy. Burası merkezden 14 km uzaklıkta, adanın en batısında yer alan eski bir Rum köyü. Zamanında yaklaşık iki bin haneye ev sahipliği yapan Dereköy, 1970-80’li yıllarda Türkiye’nin de en büyük köyü olma özelliğine sahipmiş. Fakat bugün Dereköy tam bir hayalet köy.

Dereköy’de yaşananlar ise adanın diğer köylerinde yaşananlar gibi tam bir trajedi. Binlerce hanenin olduğu bir köyden insanlar tek bir bavulla göç etmeye zorlanmış. Zaman içinde köye güneydoğu bölgesinden insanlar yerleştirilmiş. Bugün de köyün nüfusunun büyük bir kısmını bu insanlar oluşturuyormuş.

Köy çoğunlukla yıkılmış evlerden oluştuğu için ziyaret edilecek ve gezilecek çok fazla yer yok. Bence köyün sokaklarında gezmek her şeyden daha kıymetli. Onun dışında Hagia Marina Kilisesi, Koimesis Tis Theotokos Kilisesi ve eski çamaşırhaneyi ziyaret edebilirsiniz.

Gökçeada’da Yaşananlar

1924’te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasıyla birlikte Türkiye sınırlarına katılan Gökçeada’da 1980’li yıllara kadar Rum nüfusu yoğunluktaymış. Ancak bu tarihten sonra yaşanan siyasi olaylar neticesinde bölge halkı göçe zorlanarak evlerini terk etmek zorunda kalmış. Rumlar göç ederken, Gökçeada’ya özellikle Karadeniz ve Güneydoğu bölgelerinden gelen insanlar yerleştirilmeye başlanmış ve bu sayede Türk nüfusu artmış. Gökçeada’dan göçmek zorunda bırakılan Rumların bir kısmı son yıllarda adaya tekrar dönmeye başlamış olsa da hala nüfuslarının bir hayli az olduğu söyleniyor.

Duyduğumda bile tüylerimi diken diken eden bu olayları birilerinin yaşamak zorunda kalmış olması son derece üzücü. Özellikle Tepeköy ve Dereköy sokaklarında yaşanan bu olayları bilerek yürüdüğünüzde kalbinizin bir köşesinde büyük bir hüzün hissedeceğinize eminim. Umarım devletlerin insanlara acı çektirmek için değil, onların yaşamını kolaylaştırmak için çalıştığı günleri de görürüz.

Gökçeada’da Nerede Kalınır?

Gökçeada’da konaklamak için birçok farklı seçenek var. Merkezde yapacak çok fazla bir şey olmadığı için buradaki otellerde kalmanızı tavsiye etmem. Onun yerine köylerde ve koylarda yer alan diğer seçenekleri değerlendirerek, daha farklı bir tatil deneyimi yaşayabilirsiniz.

Eğer 3-4 günlük bir gezi planlıyorsanız tatilinizi birkaç parçaya bölerek farklı yerlerde konaklamak bence en mantıklısı. Eğer spesifik bir amaç için geldiyseniz de ona uygun bir konaklama yeri seçebilirsiniz. Örneğin adanın kültürünü, tarihi yapısını görmek isterseniz özellikle Tepeköy, Zeytinliköy, Kaleköy ve Eski Bademli’de konaklayabilirsiniz. Ya da adaya sörf yapmak için geldiyseniz Kafelos’taki sörf okullarına yakın bungalov, otel ve kamping seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.

Zeytinliköy, Eski Bademli ve Kaleköy konaklama seçenekleri açısından oldukça zengin. Onlara nazaran çok daha küçük olan Tepeköy’de gezerken harika bir manzaraya sahip olan Pansiyon Agridia’da gözüme çarpmıştı. Bu pansiyonda kalmadım ama müthiş bir göl manzarası olduğu için sizinle de paylaşmak istedim.

Bazı dönemlerde Airbnb uygulamasını kullanarak uygun fiyatlara konaklama bulabilirsiniz. Airbnb’de yer alan konaklama fırsatlarını görmek için buraya tıklayın. Bu linkten rezervasyon yaparsanız bana da ufak bir katkınız olmuş olacak.

Gökçeada’da Kamp Yapılacak Yerler Var Mı?

Evet var! Gökçeada’nın birçok yerinde hem çadır hem de karavan kampı yapmaya elverişli yerler var. Eğer pansiyon ya da otellerde kalmak yerine kamp yapmak isterseniz hem özel işletmelerde ücretli kamp hem de uygun yerlerde ücretsiz kamp yapabilirsiniz. Yalnız adada çok rüzgar estiği için çadır kampı yaparken dikkatli olmanızda fayda var.

Gökçeada kamping alanları genelde kıyı şeridinde yer alıyor. Hem kuzeyde Yıldız Koyu’nda, hem güneydoğuda Kefalos tarafında hem de güneybatıda Uğurlu’da ücretli kamp alanlarını bulabilirsiniz.

Gökçeada ücretsiz kamp alanları açısından da oldukça zengin. Özellikle Eşelek Plajı, Kefalos, Yıldız Koyu, Uğurlu, Gizli Liman, Laz Koyu civarında ücretsiz olarak konaklamak mümkün. Bu bölgelerde yapacağınız kamplarda herhangi bir market bulmanız mümkün değil o nedenle kamp yerinize gitmeden önce tüm alışverişinizi yaptığınızdan emin olun. Laz Koyu ve Kefalos karavan kampı için tavsiye edebileceğim yerlerde ilk sıralarda yer alıyor. hem Laz Koyu’nda hem de Kefalos’ta ücretsiz konaklayabileceğiniz otopark alanları var.

Gökçeada’da Gün Batımı

Günbatımı izlemeyi seviyorsanız sizin için üç harika yer önerim var: Eski Bademli, Kaleköy ve Pınarbaşı! Eski Bademli’de köyün tepesinde otoparkın yanında harika bir manzara var ama açıkçası burası oturup keyifli vakit geçirilecek bir yer sayılmaz.

Kaleköy’de Poseion adında bir cafenin seyir terasında müthiş bir gün batımı izlemek mümkün. Tam karşıdan batan güneşi getirdiğiniz yiyecekler ve içecekler eşliğinde rahatça izleyebilirsiniz. Fakat şunu özellikle eklemek istiyorum: Burası pandemi nedeniyle kapalı olduğu için biz girip gün batımını izleyebildik. İşletme açık olduğunda bu şekilde girip gün batımını izlemek mümkün olur mu bilmiyorum ama denemekten zarar gelmez.

Gökçeada’da gün batımı izlemek için harika bir diğer seçenek olan Pınarbaşı’nda gün batımını tam karşıdan izleyemiyorsunuz fakat yine de eşsiz bir manzaraya karşı oturup dinlenebilirsiniz. Aynı zamanda burada yer alan ufak bir çay bahçesi var. Dilerseniz burada çaylarınızı yudumlayabilirsiniz.

Gökçeada’da Denize Girilecek Yerler

Gökçeada’da denize girmek için en çok tercih edilen plajların başında Laz Koyu, Kefalos, Gizli Liman ve Yıldız Koyu geliyor. Gökçeada’da denize girmek istiyorsanız bir de şunu mutlaka bilmelisiniz: Adada rüzgar hiç bitmiyor! Yani denize girmek için rüzgarsız bir havayı boşuna beklemeyin.

Ben en çok Laz Koyu’nun ve Kefalos’un denizini seviyorum. Laz Koyu’nda karavanınızı park edip ücretsiz kalabileceğiniz, yemek alabileceğiniz bir işletme de bulunuyor. Burada aynı zamanda ücretli wc ve duş da var. Kefalos’ta ise günübirlik şezlong ve şemsiye kiralayan tesislerin duş ve tuvaletlerinden faydalanabilirsiniz.

Gökçeada’da Vegan Yiyecekler Bulunabilir Mi?

Evet bulunabilir! Gökçeada’nın merkezinde birçok yerde ev yemekleri yapan lokantalar bulabilirsiniz. Bu gibi yerlerde bulabileceğiniz yiyeceklerin büyük bir kısmında hayvansal içerik yok. Yine merkezde tamamen tamamen tesadüf eseri gördüğüm küçük ve şirin bir işletme olan Ihlamur Kafe’de vegan tost yiyebilirsiniz. 3 farklı vegan peynir seçeneği sunuyorlar ve yanında içebileceğiniz harika bir frambuazlı gazozları var.(Instagram hesaplarında konumları yer alıyor: @ihlamurimbros)

Gökçeada’da Ne Yapılır? Keyif Alacağınız Aktiviteler

• Gökçeada’da rüzgar sörfü ve kitesurf gibi sporlar yapabilirsiniz. Birden fazla surf okulu var ve birçok eğitim seçeneği mevcut.
• Dalış yapabilirsiniz. Gökçeada’da dalmak isterseniz size Kefalos sahilinde bulunan Divepark Gökçeada‘yı önerebilirim. Ben burada hem keşif dalışı yaptım hem de dalış eğitimi alıp brövemi aldım. Bire bir eğitim veriyorlar ve eğitimleri tekneyle açılarak değil; denize karadan girerek alıyorsunuz. Bu da özellikle benim gibi panik bozukluğu olanlar ya da deniz korkusu olanlar için büyük bir rahatlık sağlıyor. Aynı zamanda eğer karavanla seyahat ediyorsanız dalış okulunun yanında konaklayabilirsiniz. Bu arada sosyal medya hesaplarını da buradan inceleyebilirsiniz.
• Tekne turuna katılabilirsiniz.
• Harika manzaralar eşliğinde günbatımı izleyebilirsiniz.
• Birbirinden güzel köylerin sokaklarında yürüyebilirsiniz.
• Fotoğraf çekebilirsiniz.
• Adanın güneyinde deniz boyunca uzanan yolda harika bir yolculuk yapabilirsiniz.
• Yıldız Koyu’nda sabah denize girip gece yıldızları izleyebilirsiniz.

Gökçeada’ya Ne Zaman Gidilir?

Ben Gökçeada’yı hem Mayısta hem de Ağustosta ziyaret ettim. İlk ziyaretim mayıstaydı ve mevsim nedeniyle etraf neredeyse bomboştu. Burada sezon Haziranda başlayıp Eylül Ekim gibi bitiyor. Sezonda ada oldukça kalabalık ama ilginç bir şekilde sahillerde kalabalığı o kadar çok hissetmiyorsunuz.

Kışın adada hava sıcaklığı epey düştüğü için burayı kış aylarında ziyaret etmenizi tavsiye etmiyorlar. Zaten yazı adada geçiren birçok insan da kışın burada kalmıyormuş.

Gökçeada Gezi Önerileri

Gökçeada’da kaç gün kalınır?: Eğer Gökçeada’da yapılabilecek tüm aktivitelerden faydalanmak ve tüm ünlü yerleri gezmek isterseniz en az 4-5 günlük bir plan yapmanızı öneririm. Bir günü dalış yapmaya, bir günü sörf yapmaya ayırdıktan sonra kalan günleri adayı gezmeye ayırabilirsiniz.

Gün batımı önerisi: Bence günbatımı izlemek için Pınarbaşı ve Kaleköy’ü tercih edin. Her ikisi de çok güzel yerler.

Rota Önerisi: Adanın kuzeyindeki yerleri gezmek için rotanızı şu şekilde ayarlayabilirsiniz: Zeytinliköy, Eski Bademli, Kaleköy, Yıldız Koyu. Bu rota sayesinde gün boyu Zeytinliköy’ü ve Eski Bademli’yi gezdikten sonra Kaleköy’e geçerek gün batımını izleyebilir; güneş battıktan sonra yemeğinizi yiyerek Yıldız Koyu’na geçebilir ve burada da gece yıldızları izleyebilirsiniz.

Rota Önerisi: Adanın güneyindeki rotanızı Tepeköy, Dereköy, Gizli Liman, Laz Koyu, Kefalos olarak çizdiğinizde özellikle Laz Koyu’ndan sonra, deniz manzaralı harika bir yoldan Kefalos’a ulaşabilirsiniz.

Şahsen ben Gökçeada’da çok keyifli zaman geçirdim. Eğer gezmekten keyif alıyorsanız ve farklı deneyimlere açıksanız bu güzel adayı ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Eğer yazdığım yazılardan haftalık olarak haberdar olmak isterseniz yukarıdaki görsele tıklayarak haftalık bültene abone olabilirsiniz. Spam mail göndermem, size bir şey satmaya çalışmam, herhangi bir ücret ödemeniz gerekmez. Basitçe o hafta blogda yazılan yazılar otomatik olarak mail adresinize gönderilir. Mailler bazen spam klasörünüze düşebilir, bu durumda spam klasörünüze bakmanız gerekir. Abone olanları öpüyor, haftalık bültenlerde görüşmek üzere diyorum.