Fotoğraflarda gördüğünüzden çok daha güzel ve etkileyici olan İğneada Longoz Ormanları, her mevsim ayrı bir güzelliğe sahip doğal bir alan. Deniz, kum, güneş, göl, doğa ve alabildiğince oksijen burayı kıymetli yapan şeylerden sadece birkaçı. İçerisinde barındırdığı bitki ve hayvan çeşitliliği insanı kendine hayran bırakacak cinsten. Eğer Marmara Bölgesi’nde yaşıyorsanız ve yakınlarda vakit geçirebileceğiniz doğayla iç içe bir yer arıyorsanız İğneada’ya mutlaka uğramalısınız. Longoz ormanları size yürüyüşten fotoğrafçılığa kadar birçok aktivite imkanı sunarken İğneada kamp alanları ise gerçekten keyifli bir kampı mümkün kılıyor.

Ben İğneada Longoz Ormanlarına ilk gittiğimde aylardan aralıktı. Hem havanın soğuk olması hem de yağışlar yüzünden bölgeye binek araçla girişin çok kolay olmaması gibi sebeplerle etraf son derece sakindi. Bu sayede bu muazzam yerde sakinliğin tadını çıkararak vakit geçirebildim.

İğneada’ya Nasıl Gidilir?

İğneada Kırklareli sınırları içerisinde yer alıyor. İstanbul’dan özel araç ya da otobüsle yola koyulduğunuzda ortalama 5 saatte İğneada’ya varabilirsiniz. Edirne ve Lüleburgaz tarafındaysanız daha kısa sürede ulaşım sağlamanız mümkün. Marmara Bölgesi’nde yaşam sürenler ulaşım konusunda bir tık daha şanslı. Uzakta yaşayanlar içinse “Biz uzaktayız diye İğneada’dan mahrum mu kalacağız?” demenize hiç gerek yok çünkü Türkiye’nin pek çok yerinden Kırklareli’ne otobüs seferleri var. Şehirden de bölgeye rahatlıkla gelebilirsiniz.

İğneada Longoz Ormanlarına giderken çok güzel yollardan geçeceksiniz. O yüzden bu yollardan, ne kadar müthiş bir güzelliğin içinde olduğunuzu fark ederek geçmenizi öneririm. Bol bol etrafınıza bakın, çevrenizi gözlemleyin, hatta mümkünse beğendiğiniz yerlerde biraz durup tadını çıkarın.

İğneada’ya Ne Zaman Gidilir?

İğneada Longoz Ormanları, Karadeniz ikliminin tüm esintilerini yansıtıyor. Dolayısıyla bölgede yaz dönemleri sıcak, kış dönemleri ise soğuk ve bol yağışlı geçiyor. Bu lise iki coğrafya bilgisinden sonra gelelim asıl konuya. Bölgeyi ziyaret etmek için en uygun dönem bana göre ilkbahar ve sonbahar dönemi. Gerçi yaz dönemi de öyle bunaltıcı sıcaklar yok ama baharda rengarenk olan ağaçlar daha çok hoşuma gidiyor benim. Orman ve denizin bir arada olması sebebiyle serin bir hava hakim oluyor. “Ben oraya kadar gitmişken denize de girmek isterim” derseniz Haziran ayı ile Eylül ayı içerisindeki bir dönemi tercih edebilirsiniz. Kış günleri de ufak kaçamaklar için bence uygun. (Ama kışın epey soğuk oluyor onu bilerek gidin.)

İğneada’da Neler Yapılır?

İğneada Longoz Ormanlarında hayattan keyif almayı bilenler için sayısız etkinlik seçeneği var. Burada yürüyüş yaparak etrafı keşfedebilirsiniz, fotoğraf çekebilirsiniz, hayvanları ve değişik bitkileri gözlemleyebilirsiniz, göllerde kanoya binebilirsiniz, sadece durup sessizliği dinleyebilirsiniz. (Bu sonuncusu çok önemli. Mutlaka yapın.) Aynı zamanda İğneada kamp alanları da gerçekten farklı bir kamp deneyimi yaşamanıza olanak sunuyor.

Longoz ormanında gezerken dikkat etmeniz gereken en önemli şey kaybolmamak. O yüzden bölgeyi tam anlamıyla gezmek için rehber yardımı almanız da mantıklı olabilir. Bu sayede kuytu köşelerde kalmış güzellikleri de keşfedebilirsiniz. Eğer tek başınıza gezmek isterseniz olabildiğince ana yollardan ayrılmamaya özen gösterin çünkü alan oldukça büyük ve kaybolmak son derece olası.

Bu arada bu bölge farklı türlerde onlarca kuşa ev sahipliği yapıyor. Göçmen kuşların sık sık uğradığı göllerde çok güzel hayvanlar görebilirsiniz. Aralık ayında gittiğimde bile çalınmasın diye buraya koymak istemediğim çok güzel hayvan, bitki ve mantar fotoğrafları çekmiştim.

İğneada Gezilecek Yerler

İğneada Longoz Ormanları

Güzelliği abartıldığı kadar olan bu eşsiz ormanda az önce yukarıda saydığım şeylerin hepsini yapabilirsiniz. Özellikle doğa yürüyüşleri ve fotoğraf turları için harika bir yer.

İğneada’daki Göller

İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, göl bakımından bir hayli zengin. İğneada Longoz Ormanları sınırları içinde altı adet göl bulunuyor. Mert, Erikli, Saka, Hamam, Pedina ve Aypoloz gölleri. Erikli Gölü ve Mert Gölü kolay ulaşım imkanları nedeniyle en çok bilinen göller. Göller fauna ve flora açısından bir hayli zengin. Göçmen kuşlara da ev sahipliği yapan göl bölgelerinde manzarayı izlemenin yanı sıra çok güzel fotoğraflar da çekebilirsiniz. Gidip gördüğünüzde etrafınızdaki her şeyi fotoğraflamak isteyeceksiniz zaten.

İğneada’da Konaklama

İğneada’nın merkezinde beş yıldızlı otellerden glamping tarzı konaklamalar yapabileceğiniz yerlere kadar pek çok seçenek bulunuyor. Konaklamanız için aşağıdaki bağlantıdan dünyanın her yerinde kullanılan Airbnb sitesini ziyaret etmenizi öneririm. Burada uygun bütçeli kiralık odalardan çadır alanlarına; butik otellerden lüks villalara kadar pek çok farklı seçeneği görebilirsiniz. İğneada’da kamp alanları için ise okumaya devam edin.

İğneada’daki tüm kiralık evleri, odaları, bungalovları ve butik otelleri görmek için buraya tıklayabilirsiniz. Airbnb’de ev kiralamak, özellikle kalabalık ziyaretler için çok uygun fiyatlar sunar. Airbnb evleri ayrıca özel bir ortamın tadını çıkarmak isteyenler için de son derece uygundur. Airbnb dostu olarak bu bağlantı aracılığıyla rezervasyon yaptığınızda bana da ufak bir katkınız olmuş olacak. Umarım harika bir konaklama deneyimi olur!

İğneada’da Kamp Yapılacak Yerler

İğneada kamp alanları dediğimizde birkaç yeri ayrı ayrı değerlendirmemiz lazım. Öncelikle milli parkın içinde girişlerin ücretli olduğu bir kamp alanı bulunuyor. Burada kamp yapabilmeniz mümkün.

Aynı şekilde İğneada çevresinde ücretli kamp alanlarında da kamp yapabilirsiniz. İğneada Longoz Ormanları yakınında kamp yapmanın mümkün olduğu mesire alanları, karavan ve çadır kampına uygun özel kamp işletmeleri bulunuyor.

Fakat İğneada Longoz Ormanları içinde kamp için ayrılmış alanlar dışında kamp yapmak yasak. Gerçi Türkiye’de ormanlık alanlarda kamp yapmak zaten yasak. Bu alanlarda kamp yapmak için bölgedeki kolluk kuvvetlerine haber verip izin almanız lazım. Yani İğneada Longoz Ormanlarında kamp yapmak için jandarmadan izin almanız gerekiyor. Ancak bu kuralı önemseyen çok insan olmadığını da tahmin edersiniz. Yani izinsiz kamp yapacak olursanız büyük ihtimalle yakalanmazsınız ama yine de kolluk kuvvetlerine haber vermek (burada o kolluk kuvveti jandarma oluyor) sizin yararınıza olacaktır.

İğneada’da ücretsiz kamp yapabileceğiniz diğer yerler de sahil kenarlarında bulunuyor. Özellikle Bulgaristan’a sınır komşusu olan Beğendik Köyü sahili sıklıkla kamp yapılan alanlardan biri. Fakat buranın halkı kampçılardan ve bölgede bıraktıkları çöplerden epey muzdarip olduğu için ne derece sıcak karşılanırsınız orasını bilemiyorum.

Halk Çöp Atanlara Çok Atarlı

Biz de İğneada Longoz Ormanları’nda yaptığımız ufak turdan sonra Bulgaristan’a sınır komşusu olan Beğendik Köyü’ne gidip sahilde dolaşmıştık. Bu bölgeye o kadar çok çöp atmışlar ki artık burada yaşayan insanlar isyan edip yollara, kayaların üzerinde çöp atanlara mesaj bırakmışlar.

İğneada Yakınında Neler Var?

İğneada Longoz Ormanlarını ziyaret edecekseniz yakındaki birkaç yere de uğramadan dönmemenizi tavsiye ederim. Longozdan sonraki ilk durağınız bence fener olmalı. İğneada’ya dört kilometre uzaklıktaki Limanköy’de yer alan İğneada Feneri özellikle manzara izlemek ve fotoğraf çekmek isteyenler için şahane bir yer!

Bölgeye yakın mesafede yer alan bir diğer yer de Sislioba Kalesi. Burada da izlenecek, gözlemlenecek çok fazla şey var. İğneada Plajı ve yakın mesafedeki koylar ise denize girmek için oldukça ideal. Bölgeye biraz uzak ama es geçmemeniz gereken bir yer; yaklaşık dört milyon yıldan beri oluşumunu sürdüren büyük bir yer altı sistemi olan Dupnisa Mağarası. Burayı ziyaret ederek doğa gezinizi bambaşka bir manzarayla sonlandırabilirsiniz.

Benim İğneada kamp alanları ve İğneada Longoz Ormanları ile ilgili bildiklerim bu kadar. O nedenle İğneada gezi rehberi yazımın sonuna geldik. Siz de bildiklerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.

Eğer yazdığım yazılardan haftalık olarak haberdar olmak isterseniz yukarıdaki görsele tıklayarak haftalık bültene abone olabilirsiniz. Spam mail göndermem, size bir şey satmaya çalışmam, herhangi bir ücret ödemeniz gerekmez. Basitçe o hafta blogda yazılan yazılar otomatik olarak mail adresinize gönderilir. Mailler bazen spam klasörünüze düşebilir, bu durumda spam klasörünüze bakmanız gerekir. Abone olanları öpüyor, haftalık bültenlerde görüşmek üzere diyorum.