Günlük koşuşturmalar, iş stresi, geçim derdi ve daha niceleri, bizleri neredeyse tek tip bir kıyafete sokup aynı koca pencereden bakmaya zorluyor. Doğru ve yanlışı toplum adına belirleyen kurallar, birbirinin kopyası bireyler üreten kurumlar ya da dışına çıkmadığımız sürece kabul gördüğümüz kalıplar nedeniyle ya tam da bizden beklendiği şekilde düşünüyor ya da gerekmedikçe çok fazla düşünmüyoruz.
DEVAMI...Yıllar sonra ağlar insan şemsiyesiz yakalanınca yağmura, bir yaz günü. Simidini yarım bırakınca bir hastane koridorunda, davul gibi olmuş ayakları terliğine sığmazken veya buruk bir yalnızlık sigarası tüttürürken, aralık duran pencere başında. Ve bir de kendine çay demlemekten üşenip karanlıkta otururken bir başına… Mendile ihtiyaç duymaz, yüzünü yıkayabilsin veya sular kesikse uyusun yeter. Yarın ağlamayacak
DEVAMI...“Hayat en iyi şekilde nasıl yaşanır?” Ünlü Yunanlı filozof Epikuros uzun yıllar bu sorunun cevabını aramış. En sonunda şu cevabı bulmuş: “Hazla dolu bir yaşam” en iyi yaşamdır. Peki mutlu, hazla dolu bir yaşam nedir? Hayatımızı nasıl hazla dolu yaşayabiliriz? Platon Birgün Kolunda Bir Ornitorenkle Bir Bara Girer gibi çok satan kitaplar dahil yirmi beş kitabın
DEVAMI...Kapıyı çalıp kaçan iyiliğin aksine, kuvvetli bir his gibi davranan kötülüğün, kapıyı açmamızı sabırla beklemesi büyük bir ironidir aslında. Sevilen, kabul gören, örnek gösterilen davranışların bizlerde yarattığı kısa süreli mutluluklara dünyanın soğuk bakışları ve zalim tavırları karşısında zaman zaman akıl sır erdiremesek de etrafımızdaki herkesin sürekli iyilik yapmasını bekleriz. Esasında bizi en çok ilgilendiren nokta,
DEVAMI...İnsan öğrendiklerini anlatır hep. Ne gördüyse ne yaşadıysa, onlardan başka bir şeyi sunamaz karşı tarafa. Hafızası sert bir zırhla örülüdür, içeri girmek isteyen duygu muhakkak yaşanmalıdır. Ve bununla beraber, dünyanın armağan ettikleriyle sınırlı duyguları, toplumun beklentileri karşısında ufalanmış kaya parçacıklarına benzer bazen. O yüzden bütün iyiliklerin ışıltılı görüntülerinin altında gizli bir hesaplaşma vardır hep. Güneş
DEVAMI...Kısa, düz cümlelerle yakalanan tempolu anlatımlara biraz da sürükleyici konu eklendiği zaman, bugünün en çok tercih edilen kitapları çıkıyor karşımıza. Kolay sonuca ulaşılması, okurken anlatılanları görselleştirmek için hayal gücüne az başvurulması ve neredeyse hiç düşünme gayreti talep edilmemesi, her şeyin pratikleşmiş biçimine gönül vermiş günümüz insanın en ideal bulduğu kitap biçimi sanırım. Sessiz kalamıyorum buna.
DEVAMI...Sahip olmadığımız her şey özgürlüğümüzün bir parçasıysa, onlara dokunmak da bir o kadar özgür kılar bizleri. Mutlu sayılırız ele geçirmedikçe ve gayet mutluyuz bizi ele geçirmelerine fırsat vermedikçe. Mutluluğu, gülümseme koşuluna bağlama alışkanlığımıza karşı başlatılmış bir mücadele gibidir sessiz huzur. Her şeyin yolunda olması, kurguladığımız mükemmel dünyanın bize sunduğu en güzel armağandır. Kurallar bellidir, mucizeler
DEVAMI...ANTON PAVLOVİÇ ÇEHOV Kimse bilmiyordu nedenlerini. Güzelim saatini yanında taşımayışını, eve dönüş yolunu bilerek uzatıp aynı sokaktan iki defa geçişini, her karışını ezberlediği toprağı sıcacık yatağından daha fazla sevmesini, dört bir yana serpiştirilmiş yıldızlardansa tam tepesinde duran ayı uzun uzun seyretmeyi yeğleyişini ve bir de sözlerden ziyade duymadığı cümleleri yaratan kalbine olan sadakatini. İşin doğrusu,
DEVAMI...