Doğa dostu yaşamTürkiyeYaşam

Türkiye’de Orman Yangınları Neden Artıyor?

Yaz aylarının gelişi bir zamanlar bambaşka şeyler ifade ederdi. Yeni rotalar, keşfedilecek yollar, çadırda uyanılan sabahlar, denizin tuzu, ormanın serinliği… Doğayla baş başa kalmanın verdiği o tarifsiz huzur… Ama artık içimize sinsice çöreklenen bir korkuyla yaşıyoruz bu mevsimi. Çünkü yaz mevsimi artık sadece tatil planlarını değil, “acaba bu yıl neresi yanacak?” endişesini de beraberinde getiriyor. Ve tabii yangın haberlerini.

Her yıl Temmuz ayına geldiğimizde sosyal medya bildirimleri arasında en az bir kez şu cümleye denk geliyorum: “X ilinde orman yangını başladı…” Bu yıl da farklı olmadı. Ama 2025, sadece Ege ya da Akdeniz’in değil, artık Marmara’nın, İç Anadolu’nun, hatta Karadeniz’in bile haberlere dahil olduğu bir yıl oldu. Ve biz yine aynı soruları sorduk: Erken müdahale edildi mi? Yeterli sayıda uçak ve helikopter var mı? Acaba her şey gerektiği gibi yapıldı mı?

Artık sadece doğa değil, bizim vicdanımız da yanıyor. Çünkü biliyoruz ki bu felaketler kader değil. Evet, iklim değişikliği yangınların yaygınlaşmasında büyük rol oynuyor, ama ihmal, hazırlıksızlık ve yıllardır çözülmeyen yapısal eksiklikler yüzünden her yangını çaresiz izliyoruz.

2025 Orman Yangınları: Biri Bizi Kundaklıyor Mu?

orman yangınları neden artıyor?

Ege’den Marmara’ya Uzanan Yangınlar

Haziran’ın son haftasından itibaren, Ege Bölgesi’nde başlayan yangınlar, İzmir’deki ormanları neredeyse yok etti. Sadece bir ay içinde 26 bin hektardan fazla orman alanı kül oldu. Bu sayı, İzmir’in tarihinde gördüğü en büyük orman kaybı.

Yangınlar yalnızca Ege ile sınırlı kalmadı. Balıkesir, Sakarya, Bursa gibi Marmara illerinden de peş peşe yangın haberleri geldi, hala geliyor. Hatta ben bu yazıyı yazarken dumandan grileşmiş bir gökyüzüne bakarak yazıyorum. Çok yakınımızda bir orman yanıyor, ve biz hiçbir şey yapamıyoruz. Toplamda 80 bin hektarın üzerinde alan yandı. Bu, neredeyse İstanbul’un yüzölçümünün dörtte biri kadar bir alan demek.

Bu şu anlama geliyor; bu yaz gördüğünüz yemyeşil yamaçların büyük bir kısmı önümüzdeki yıl simsiyah bir alana dönüşebilir. Bir zamanlar çam ağaçlarıyla kaplı olan tepeler bir sonraki ziyaretinizde sadece is kokuyor olabilir ve kuş seslerinin yerini sessizliğe bıraktığını görebilirsiniz…

Orman Yangınları Neden Oluyor? Suçlu Kim? Kim Bizi “Kundaklıyor”?

Orman yangınlarıyla ilgili haberlerde bazen yangının kundaklama nedeniyle çıktığının söylendiğini görüyorum. Sosyal medyada büyük bir kesim “Bu kadar orman yangını nasıl çıkıyor? Tabii ki güçlü olmamızı istemeyen birileri yapıyor!” inancını çoktan kabullenmiş durumda. Gerçekten de bazı yangınlar kasıtlı çıkarılıyor olabilir, bilemiyorum.

Neticede hepimiz bir otelin yanındaki ağaçlık alanda sadece küçük bir bölümün yandığına şahit olduk. (Ne tesadüf…) Ya da yanan ormanların yerine otel yapıldığına dair iddialar gündeme geldi. Her ne kadar bu iddialar resmi kurumlar tarafından yalanlanmış olsa da, tartışmalar hâlâ devam ediyor. Şayet bu söylentiler doğruysa, sorumluları vicdanlarıyla baş başa bırakmaktan başka çaremiz yok gibi görünüyor. En azından şimdilik… Ama bu gibi konuların güvenimizi zedelediği ve öfkemizi körüklediği de bir gerçek.

Yine de “kundaklama” haberlerinin başka bir tarafı daha var bana kalırsa. Bir kesime sorumluluğu üstünden atmak, gerçekleri görmezden gelmek ve düşman yaratmak için eşsiz fırsatlar sunuyor. Artık haberlerde “kundaklama” kelimesini gördükçe büyük bir sinir duyuyorum bu yüzden.

Uzmanlara göre, orman yangınlarının yaklaşık %90’ı insan kaynaklı ama bunun çok büyük kısmı ihmal ve dikkatsizlikten doğuyor. Yani çoğu zaman bir ormanı yok eden şey bir sigara izmariti, piknik ateşi ya da cam şişe gibi basit ve önlenebilir bir şey oluyor. Bazı yangınlar ise elektrik hatlarından çıkan kıvılcımlarla başlıyor. Özellikle rüzgârlı havalarda bu kıvılcımlar alev alıyor ve dakikalar içinde hektarlarca alanı sarabiliyor.

Ama tüm bunların da ötesinde, büyük bir faktör daha var: küresel ısınma.

Küresel Isınma ve Orman Yangınları Arasındaki Bağ

Bu yaz sıcaklıkların normalin 5–10 derece üzerine çıktığını hissetmişsinizdir. Nem oranı bazı bölgelerde %7’ye kadar düştü. Bu, ormanların çıra gibi kuru hale gelmesine neden oluyor. Böyle durumlarda bir kıvılcım yetiyor; gerisini de rüzgâr hallediyor… Yani sandığımız gibi kimsenin gelip ormanı yakmak için uğraşmasına gerek kalmıyor.

Sakarya’da 2025 Temmuz’da 44°C sıcaklığı gördük. 2024 yılında görülen en yüksek hava sıcaklıkları 34-35°C iken bu sene 44°C çıkması beni şaşırtıyor ve korkutuyor. Ben konunun uzmanı değilim ama 2024’te 34°C olan en yüksek sıcaklığın 2025’te 44°C’ye çıkması, sıradan mevsimsel değişimlerin çok ötesinde, aşırı sıcak dalgalarının ve istisnai hava koşullarının sıklaştığını gösteriyor.

Küresel ısınma yalnızca sıcaklıkları artırmakla kalmıyor. Aynı zamanda yangın mevsimini uzatıyor. Eskiden Temmuz-Ağustos’ta yoğunlaşan yangınlar artık Haziran’da başlıyor, Eylül’e kadar sürüyor. Ve bu döngü giderek şiddetleniyor.

2020’den Bu Yana Dünya Genelinde Orman Yangınları

Son yıllarda sadece Türkiye değil, dünyanın dört bir yanında orman yangınları artarak devam ediyor. 2020’den bu yana yaşanan büyük yangınlar artık her kıtayı etkileyen küresel bir kriz haline geldi.

  • Kanada, 2023’te tarihinin en büyük yangın sezonunu yaşadı. Yaklaşık 7.8 milyon hektar ormanlık alan kül oldu. Yangınlar nedeniyle binlerce kişi tahliye edildi.
  • Avustralya, 2019–2020 “Black Summer” yangınlarında 12 milyon hektar alanı kaybetti. Bu yangınlarda yaklaşık 3 milyar hayvanın öldüğü veya yerinden olduğu tahmin ediliyor.
  • Yunanistan ve Güney Avrupa, 2021–2023 arasında çok sayıda büyük yangınla karşılaştı. Sadece Yunanistan’da 2023 yazında 150.000 hektardan fazla alan yandı.
  • İtalya, Fransa ve Portekiz, Temmuz 2022’de sıcak hava dalgalarıyla tetiklenen yangınlarla boğuştu. Portekiz’de tek bir haftada 50’den fazla büyük yangın çıktı.
  • Brezilya ve Güney Amerika, özellikle Amazon ormanlarında büyük kayıplar yaşadı. 2024’te Amazon’da çıkan yangınlar 85 milyon hektarı etkiledi; bu sadece bir çevre sorunu değil, tüm gezegenin iklim dengesini tehdit eden bir kriz.
  • Rusya, 2021 ve 2024’te çıkan yangınlarla sırasıyla 5.4 ve 8.8 milyon hektar orman alanını kaybetti. Yangınlar çoğunlukla uzak ve erişimi zor bölgelerde olduğu için kontrol altına alınmaları günlerce sürebiliyor.

Bu veriler bize şunu gösteriyor: Yangınlar sadece bizim değil, tüm dünyanın meselesi. Yani kimse bizi kundaklamıyor. Ve artık yangınlar “istisnai durumlar” değil, yeni normalimiz olabilir.

orman yangınları neden artıyor?

Orman Yangını Gördüğümüzde Ne Yapmalıyız?

Bir yangın başladığını veya ormanlık bir alanda duman yükseldiğini gördüğünüzde yapılacak ilk şey yangını en hızlı şekilde yetkililere bildirmek olmalı. Eğer bir duman görürseniz ya da yangına tanık olursanız hemen 112 Acil’i aramalısınız. Yer bilgisi, saat, çevredeki rüzgâr durumu gibi detayları paylaşmak çok kıymetli.

Bir diğer önemli nokta ise bilgi kirliliği yaratmamak. Sosyal medyada doğruluğu teyit edilmemiş görseller ya da söylentiler paylaşmak yangınla mücadeleyi zorlaştırabiliyor. Bunun yerine resmi kaynaklardan bilgi alıp paylaşmak çok daha etkili bir destek olur.

Ormanları Korumak İçin Neler Yapabiliriz?

Ben seyahat ederken yanımda mutlaka bir çöp torbası taşırım. Size de aynısını yapmanızı öneriyorum. Özellikle ormanlara, piknik alanlarına gittiğinizde pet şişeleri, cam şişeleri, cam kırıklarını lütfen toplayın. Bu türden küçük bir eylem belki büyük fark yaratmıyor gibi görünebilir ama bir ormanın kaderini değiştirebilir.

Orman yangınlarını önlemek için neler yapabileceğimize dair birkaç alışkanlık geliştirebiliriz:

  • Ormanda sigara içmeyin, ateş yakmayın.
  • Yolda giderken camdan izmarit fırlatmayın.
  • Piknik sonrası cam şişe, pet şişe, alüminyum kutu bırakmayın.
  • Tarım alanlarında anız yakmayın.
  • Yangın riskinin yüksek olduğu yaz aylarında ormanlara izinsiz girmeyin.

Ve en önemlisi: çocuklarımıza, arkadaşlarımıza, takipçilerimize bu bilinci aşılayalım.

türkiye'de orman yangınları

Sadece Bireysel Değil, Kurumsal Sorumluluk da Gerekli

Biz bireyler olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ama açık konuşmak gerekirse, bu mesele yalnızca bireysel bilinçle çözülecek bir sorun değil. Yangınlarla mücadelede kurumsal kapasitenin güçlü olması hayati önem taşıyor. Her yaz “yetersiz uçak sayısı” ya da “geciken müdahale” haberleriyle sarsılmak artık içimize işlemeye başladı.

2025 yılındayız ve Türkiye, bu yangınlarla mücadelede ciddi bir tecrübeye sahip (olmalı). Ancak bu deneyimin maalesef hâlâ yeterli sayıda hava aracı, etkin ekipman ve eğitimli personel ile desteklenmediği söyleniyor.

Yangına ilk müdahale süresi hâlâ bazı bölgelerde çok uzun. Orman köylerinde ekipman eksikliği olduğu ifade ediliyor. Hatta bazı bölgelerde yer ekipleri yetersiz kaldığında, yangınlar rüzgârla hızla yayılıyor. Bu yüzden;

  • Daha fazla yangın söndürme uçağı ve helikopteri,
  • Eğitimli yangın gönüllüleri ve profesyonel ekiplerin artırılması,
  • Yerel müdahale ekiplerine daha fazla kaynak ve malzeme sağlanması,
  • Erken uyarı sistemlerinin modernize edilmesi gibi önlemler artık ertelenemez hale geldi.

Bu sadece ormanların değil, hepimizin geleceği için gerekli.

Son Söz: Ormanlar Hepimizin

Gezdiğimiz yerlerin doğası, havası, yeşili bizim için değerli çünkü bizi dönüştürüyor. Ama artık sadece görmekle yetinmemeli, koruma sorumluluğunu da paylaşmalıyız. Yangınlar doğanın bir parçası olabilir ama bu kadar sık ve şiddetli olmaları, insan kaynaklı bir krizin işareti. Ormanları korumak için elimizden geleni yapalım.

Bu arada, Eskişehir’deki orman yangınında hayatını kaybeden görevli arkadaşlarımız için herkes gibi ben de çok üzgünüm. Emekleri çok büyük, yaptıkları büyük kahramanlık. Allah hepsine rahmet eylesin.


Kaynaklar:

  • Information Is Beautiful
  • T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı
  • Yeni Asır – İzmir Yangınları Haberi
  • Ticari Hayat Gazetesi – 2025 Orman Yangınları Verileri
  • Visual Capitalist
  • AA
  • World Bank
  • WRI

Melke

Kısa süre önce kariyer peşinde koşan bir avukatken her şeyi bir kenara bırakıp hayallerimin peşinden gitmeye karar verdim. Asya'da 11 ay süren ilk bisiklet yolculuğumun ardından hayatımda gerçekleştirmek istediğim diğer hayallerimin peşinden koşuyorum. Sıradaki hayalim karavana çevirdiğim aracımla gezmek. Hayatları masa başında sıkışan ya da umudunu yitiren herkese hiçbir şeyin imkansız olmadığını anlatabilmek için yaşadıklarımı paylaşıyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu