Varanasi Hindistan’ın en eski ve en kutsal şehirlerinden biri. Burası Tanrı Shiva’nın şehri olarak da biliniyor. Nehir kıyısında yüzlerce Ghat ile Ganj’la birleşen şehrin aynı zamanda tuhaf bir enerjisi var. Varanasi’de gerçekleştirilen ölü yakma törenleri şehre çok fazla yabancı turist gelmesinin en büyük sebeplerinden. Aslında bunun dışında da çok fazla yapılacak şey olduğu söylenemez. Gördüğümüz diğer şehirlerden çok daha pis ve karmaşık. Daracık sokakları özellikle akşam saatlerinde korku filminin içinde olduğunuz izlenimini verebilir. Bazı kaynaklara göre de Hindistan’ın turist kaçırılma olaylarının en sık yaşandığı yerlerinden biriymiş Varanasi. Peki Varanasi’de ne yapılır ve ne yapılmaz?
Varanasi’de Ne Yapılır ?
VARANASİ GÖRÜLECEK YERLER
Varanasi ’de be yapılır sorusunun cevabı çok basit. Bu şehire gittiyseniz yapmadan dönmemeniz gereken iki şey var. Biri Aarti törenlerine katılmak diğeri de ölü yakma törenlerini izlemek. Bunun dışında Hindistan’ın kalanında görebileceğiniz tapınaklardan çok da farklı olmayan birkaç yer daha var gezilecek. Bu yerleri görmek için yapılabilecek en güzel şey turlara katılmak. Çünkü o sıcakta yürüyerek gidip görmeye değecek yerler değiller. Yani o kadar ekstrem, görülmeye değer bir şey yoktu bize kalırsa. Zaten turlar da çok ucuz. Mesela bizim kaldığımız hostelde en az 3 kişi birleşip günlük kişi başı 150 Rupi’ye tuk tuk kiralayarak şehirdeki tapınakları gezebileceğiniz turlar düzenleniyordu. Yine aynı şekilde sabah ve akşam yapılan bot turları kişi başı 150 Rupi’den başlıyordu.
Varanasi Ölü Yakma Törenleri
Her toplum veya her din ölülerini dünyadan uğurlamak icin farklı yöntemler kullanıyor. Hindular da ölülerini yakıyorlar. Burada yakılmanın önemi ise bambaşka. Hindular burada yakılmanın artık bir insan için erişilebilecek son kademe olduğunu düşünüyorlar. Öyle ki ölümünün yakın olduğu düşünülen bazı insanlar buraya gelip otellerde ölümü bekliyorlar. Hinduizm inancına göre reenkarnasyonla dünyaya gelme döngüsünü kırmak icin yakılmak gerekiyor. Böylece yakılan kişinin döngüsünü tamamladığı ve cennete gittiğine inanılıyor. Hatta döngüsü tamamlanmadığı için yakılması mümkün olmayan insanlar var. Rahipler, hamile kadınlar, 10 yaşın altındaki çocuklar, yılan sokması yüzünden ölenler ve cüzamlıların bedeni bir çarşafa sarılıp, ağırlık bağlanarak Ganj’ın ortasına atılıyor. Bu insanların döngülerini tamamlamak icin dünyaya geri gelmeleri gerektiğine inandıklarından yakmıyorlar.
Ölüler Nasıl Yakılıyor?
Yakılacak kişinin bedeni bir çarşafa sarılıyor. Bambudan yapılmış bir sedyeye bağlanıyor ve üzerine aile bireylerinin eşyaları, çoğunlukla renkli kumaşlar örtülüp, çiçeklerle süsleniyor. Beden erkek aile bireyleri tarafından taşınarak tören alanına getirildiğinde önce Ganj’da yıkanıyor. Yıkama işleminin ardından odunların üzerine koyuyorlar. Ölen kişinin en yaşlı oğlu bu tören için daha önceden saçlarını kazıtıp beyaz giyinerek hazırlanıyor. Yakma işlemi başlamadan önce elinde yanan çalılarla birlikte bedenin etrafında 5 elementi temsilen 5 tur atıyor. Ardından yakma işlemi başlıyor. Bir bedenin yanması için 70 ila 90 kilo odun kullanılıyormuş ve işlem 3 saat sürüyormuş. 3 saatin sonunda ateş söndürülüyor ve ölen kişinin en yaşlı oğlu yanan bedenin bir parçasını alıp Ganj’a fırlatıyor. Kalan küller de her akşam toplanıp hep birlikte Ganj’a atılıyor. Bu arada, yakım islemi sırasında etrafta çok rahatsız edici bir koku olmuyor. Çünkü kokuyu bastırması icin çok fazla sandal ağacı tozu ve bitkisel yağ kullanıyorlar.
Tören alanında ölen kişinin kadın akrabalarının bulunması yasak. Çünkü kadınlar duygusal bir yaradılışa sahip oldukları icin ağlamaya müsaitler ve burada hüzünlü bir ortam olmasını istemiyorlar. Bir de daha öncelerde sık sık karşılaşışan ve sonradan yasaklanan kocası ölen bir kadının kendini ateşe atması geleneği yüzünden önlem niteliğinde bu kural. “Sati Geleneği” olarak bilinen bu geleneğe göre kadınlar dul kalıp da kendilerine kimin bakacağını dert etmemek ve onurlu bir şekilde ölmek icin kendilerini ateşe atıyorlarmış. Hatta bazı kadınlar bu şekilde “intihar etmek” icin yakınları tarafından zorlanıyormuş. Bazılarının uyuşturucu verilerek yakınları tarafından ateşe atıldığına ve bu durumun daha sonra kayıtlara intihar olarak geçirildiğine de rastlanmış. Sonra bu gelenek hükümet tarafından yasaklanmış ve göz yumanların, engel olmayanların da ağır cezalara çarptırılmasına karar verilmiş ama hala yapanların olduğu söyleniyor.
Genel olarak ortamda son derece huzurlu bir hava hakim. Bizim görmeye alışık oldugumuz üzüntülü cenazelerden çok farklı. Burada yakılan kişilerin yakınları bu kişi yasam döngüsünden çıkıp cennete gideceği icin son derece memnun. Yakma işlemini yapan insanlar da böyle güzel bir olayın içinde olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorlar.
Varanasi’de Ne Yapılır : Varanasi Ölü Yakma Törenlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Varanasi’de ölülerin yakıldığı iki yer var. İlki büyük olan yakım yeri Manikarnika Ghat. Burada yakım işlemi 24 saat devam ediyor ve yalnızca Hindular yakılıyor. Küçük olan ise Harischandra Ghat. Burada dini, dili, ırkı, mezhebi fark etmeksizin arzu eden herkes yakılıyor. Fakat buralarda yakılmak öyle sandığımız gibi kolay değil. Bunun odun parası var, yakım işlemini yapan insanların bahşişi var. Dolayısıyla belli bir geliri olan insanlar burada yakılabiliyorken o gelire sahip olmayanlar da etrafta dolaşıp odun parası topluyorlar. Yani buralara gittiğinizde yanınıza gelip yakılmak için odun parası biriktirdiğini söyleyenler olabilir. Artık doğru veya yalan, para verip vermemek size kalmış.
Bu yakım yerlerinden ilk uğradığımız herkesin yakılabildiği küçük olan yerdi. Burada bir görevli yanımıza gelip önce fotoğraf çekmenin yasak olduğu konusunda bizi uyardı. Biz bunu zaten bildiğimiz icin hiç fotoğraf çekmeye yeltenmemiştik. Ama o uzaktan avını görüp gözüne kestirmişti bile. Biz teşekkür edip yürümeye başlamamıza rağmen yanımıza gelip yakılmanın önemini, tarihini anlatmaya başladı. Tabii biz başımıza ne geleceğini bildiğimiz için sürekli teşekkür edip yanından ayrılmaya çalıştık. Fakat bir süre sonra “Ya belki de gerçekten yardımcı olmaya çalışıyordur, amacı para değildir” diye düşünerek muhabbete koyulduk. İşte bunlar hep hata. Adam bizi yakım işlemini daha yakından izleyebileceğimiz bir yere götürüp birkaç fotoğraf çekmemize de izin verdi. Tabii bunu cüzi bir ‘bağış’ karşılığında yaptı.
İşin kötü tarafı yine her zamanki gibi dostça yaklaşıyorlar, para istemediklerini söylüyorlar, siz teşekkür edip yanlarından ayrılırken “Ama hiç para vermediniz?” diye kızıyorlar, bir de verdiğiniz parayı beğenmiyorlar. Allah karmamıza zeval vermesin, o “Ama bir sürü fotoğraf çekmenize izin verdim” dedikçe biz de “Ögrenciyiz” diyerek 120 Rupi’yle yırttık.
Bu başımıza gelen olay büyük olan yakım yerinin stajı gibiydi.
Ganj’ın kenarından büyük yakım yerine doğru yürürken 200 metre kala bir adam yanımıza gelip durduk yere yakım hakkında bilgi vermeye başladı. Sürekli teşekkür edip yanından uzaklaşmaya çalıştıysak da peşimizden gelmeye devam etti. Birkaç kez ortam gerildi, oğlum bak git durumu yaşandı ama adam gitmedi. Sürekli “Ben para falan istemiyorum, bak şu ileride tapınak var istersen oraya bağış yapabilirsin” diyip durdu. Bu adamdan kurtulduktan sonraysa başka bir adam takıldı peşimize. Bu adam da aynı şekilde bilgi verme bahanesiyle bağış yapmamız için bizi zorlayıp durdu. Tatlı tatlı teşekkür ettik, izin verin töreni izleyelim dedik ama nafile. Gittiklerinde de başka bir bahane bulup mutlaka tekrar geliyorlar. Bu bahane bazen “Töreni buradan izleyemezsiniz, saygısızlık yapmayın, şuradan izleyin” oluyor ve hazır iletişim kurmuşken bozuk teyp gibi aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Bazen de verdikleri bilgilerin aynısını ezberden bir daha anlatıyorlar. Üstelik çok fazla baskı yaparak insanı yıldırma politikası izliyorlar.
Bir tanesi telefonumu çıkarıp not aldığım bir esnada burnundan soluyarak yanımıza geldi ve ağzından sinirden tükürükler saçarak “Saygısızlar! Fotoğraf çektiğinizi gördüm şimdi benimle amirin ofisine geleceksiniz, 500 Rupi ceza ödeyeceksiniz!” dedi. Biz tabii mevzuyu anladığımız için adama sakince bakıp güldük. Aramızda gülüşerek konuştuk. Biz gülünce o daha da çirkefleşti. Artık en sonunda “Kardeş blöfünü gördük, lütfen git, bizi rahat bırak” diyip konuyu dağıtınca ve adamı dinlemeyip umursamayınca mecburen gitti.
Gidecek arkadaşlara şimdiden söyleyelim buradaki tek kural fotograf çekmemek. Bağış yapma zorunluluğu kesinlikle yok. Fotoğraf çekmeme konusunda da yazılı bir kuralı olduğundan değil. Saygısızlık olmasın diye izin vermiyorlarmış sözde. Ama görevlilerle azıcık muhabbet edince sizi bir köşeye götürüp buradan çekebilirsin diyorlar ve karşılığında güzel paralar alıyorlar. Yine ayni şekilde ailelerden izin isteyerek görüntü alabilirsiniz. Öyle yanınıza burnundan soluyarak gelenler olursa da hiç çizginizi bozmayın, kibarca kurtulun.
Aarti Törenleri
Varanasi’de ne yapılır diye merak ediyorsanız Aarti törenlerini izlemek isteyebilirsiniz. Varanasi ‘nin en az ölü yakma törenleri kadar ünlü olan bir başka töreni de Aarti Törenleri. Aarti törenleri her akşam ve her sabah gün doğumunda Ganj Nehri’nin kıyısında Dasaswamedh Ghat üzerinde yapılıyor. Aarti, karanlığı def etme anlamına gelen bir kelimeden türemiş. 5 kişi tarafından gerçekleştirilen bu Aarti seremonisinde 5 sayısının önemi sembolize ettiği elementlerden geliyor. Sabah 5’te uyanmak bizim için son derece ekstrem olduğu için biz akşam 7’de yapılanına katıldık.
Tören yeri saat 18:30’a doğru dolmaya başlıyor çünkü herkes enerji dolu bu töreni izleyebilmek için güzel bir yer kapma peşinde. Eğer töreni Ganj üzerinden izlemek isterseniz 6-9 lira arasına denk gelen 100-150 Rupi gibi bir ücret karşılığında bir kayık kiralayabilir veya kayık turuna katılabilirsiniz. Tören müzikler ve ziller eşliğinde başlıyor. 5 kişi, önlerindeki farklı materyalleri kullanarak bizi ve Ganj’ı selamlıyorlar. Tören bu şekilde devam ediyor.
Bu arada, törene başladıklarında yüzlerinin Ganj’a dönük olmasını biz pek anlayamamıştık. Çünkü izleyiciler arka tarafta kalıyordu. Meğer bu seremoni Ganj için yapıldığından seremoni boyunca bu arkadaşların yüzü de en başta Ganj’a dönük oluyormuş.
VARANASİ KONAKLAMA
ZOSTEL VARANASİ
Varanasi’de ne yapılır sorusu yanında Varanasi’de nerede kalınır sorusunu doğuruyor tabii. Biz Couchsurfing’den kalacak yer bulamayınca temizliğinden emin olabileceğimiz bir hostelde kalmak istedik. İyi bir yerde kalmak istiyorsanız hostellerin fiyatları kişi başı gecelik 17 Lira’dan başlıyor genelde. Tabii iyi bir yer derken bu tamamen şansınıza kalmış. Fotoğraflardan bakıp beğendiğiniz, temiz olduğunu düşündüğünüz bir yer içler acısı çıkabiliyor. Biz bu defa şanslıydık neyse ki. İki gece geceliğine kişi başı 13 TL ödeyerek Varanasi Zostel’de kaldık. Kaldığımız oda klimalıydı, 8 kişilikti ve gayet temizdi. Bir de kimseye söylememek şartıyla biraz indirim yaptılar. Hatta gidecek olanlara Melke on the Road referansı gösterirlerse indirim yapacakları konusunda da söz verdiler ama hatırlarlar mı, aynı adam çalışmaya devam eder mi bilemiyoruz tabii. Yine de denemekten zarar gelmez.
Güncel paylaşımlardan, seyahatlerden ve etkinliklerden anında haberdar olmak için beni Instagramdan takip etmeyi unutmayın! https://instagram.com/melkeontheroad
Yorum Bırak
E-posta adresiniz kimseyle paylaşılmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.